Etkinlik kapsamında düzenlenen kahve yarışması, Azerbaycan’daki farklı şehirlerden gelen onlarca barista ve kahve dükkanını aynı çatı altında buluşturdu. Yarışmacılar, özgün tariflerle oluşturdukları imza içeceklerini sunarken, kahvenin yalnızca içecek olmadığını; aynı zamanda bir sanat ve anlatım biçimi olduğunu da gözler önüne serdi.
Türkiye’den gelen jüri ekibi olarak, her içeceği nitelikli kahve perspektifiyle değerlendirme fırsatı bulduk. Aroma dengesi, sunum, hikâye anlatımı ve teknik beceri gibi kriterler üzerinden yapılan bu değerlendirmeler, bölgedeki kahve gelişiminin ne kadar ileri gittiğini açıkça gösterdi.
Etkinlik sonunda düzenlenen cupping (kahve tadımı) oturumunda kendi kavurduğumuz kahveleri tanıtma ve katılımcılara tattırma şansı yakaladık. Bu özel oturum, nitelikli kahve anlayışını paylaşmak, farklı kavurma profilleri ve çekirdek türleri hakkında bilgi vermek için ideal bir ortam sundu.
Profesyonel baristalar, kavurucular ve kahve tutkunlarıyla yapılan bu etkileşim, ülkeler arası kahve dostluğuna da katkı sağladı.
Yarışma sonrasında, Bakü’nün en dikkat çeken kahve dükkanlarını ve kahve kavurma merkezlerini ziyaret ettik. Her mekânda farklı bir hikâye, özgün bir lezzet ve baristaların tutkusu bizi karşıladı. Yerel işletmecilerle yaptığımız sohbetlerde, Azerbaycan’da 3. dalga kahve akımının ne denli güçlü bir şekilde benimsendiğini gözlemledik.
Kahveye olan ilgi, sadece tüketim değil; aynı zamanda üretim, sunum ve kültürel etkileşim açısından da oldukça zengindi.
Azerbaijan Coffee Cup 2025, kahve dünyasının birleştirici gücünü bir kez daha gösterdi. Türkiye’den jüri olarak katıldığımız bu festival, hem profesyonel gelişim hem de uluslararası kahve camiasıyla etkileşim açısından eşsiz bir deneyimdi.
Kahve festivalleri, sadece kahve içilen değil; hikâyelerin paylaşıldığı, tekniklerin tartışıldığı ve lezzetlerin keşfedildiği birer kültür sahnesidir. Bakü’deki bu etkinlik de bu sahnenin önemli bir parçasıydı.